Yargılamalarda Emsal Karar Sunmak Neden Önemli?
- AKSOY & USLUOĞLU HUKUK

- 14 Eyl
- 2 dakikada okunur
Yargı yoluna başvurulduğu aşamada veya derdest bir yargılamada emsal nitelikteki kararların sunulması, davanın seyri açısından büyük önem taşımaktadır. Nitekim yargı mercilerinin benzer olaylarda farklı sonuçlara ulaşması mümkündür. Ancak bir mahkemenin, başka bir mahkemenin ulaştığı sonuçtan tamamen farklı bir hükme varması hâlinde, bu farklılığın gerekçelerinin taraflara açıklanması zorunludur. Bu yükümlülük, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama hürriyeti ile gerekçeli karar hakkının bir yansımasıdır.
Adil Yargılanma ve Gerekçeli Karar Hakkı
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, gerekçeli karar hakkını da kapsamaktadır. Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında ise “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmüne yer verilerek, mahkemelere kararlarını gerekçeli olarak kaleme alma yükümlülüğü yüklenmiştir.
Bu yükümlülük, mahkemelerin yargılama sırasında ileri sürülen her bir iddia ve savunmaya tek tek ve ayrıntılı biçimde yanıt vermesi gerektiği şeklinde yorumlanamaz. Bununla birlikte, mahkemeler kendilerine sunulan her iddiayı yanıtlamakla yükümlü olmasalar da (Yasemin E., B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56), davanın esaslı meselelerinin gerekçeli karardan açıkça anlaşılması gerekir. Kararda bulunması gereken unsurlar, davanın niteliği ve somut koşullara göre belirlenir. Muhakeme sırasında açık ve somut biçimde ileri sürülen ve davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle sonucu değiştirebilecek nitelikte olan iddia ve savunmalar bakımından mahkemeler, bunlara yeterli ve ilgili bir gerekçe ile yanıt vermek zorundadır (Sencer B. ve Diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 35). Aksi hâlde, mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir hususa ilişkin olarak ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmaması ya da usul veya esasa dair yanıt verilmesi gereken iddiaları cevapsız bırakması hak ihlaline sebebiyet verebilir (Sencer B. ve Diğerleri, § 39).
Çelişkili Kararlar ve Gerekçe Yükümlülüğü
Bir yargı merciinin, aynı maddi veya hukuki olgulara ilişkin olarak başka bir yargı merciinin vardığı sonuçtan farklı bir sonuca ulaşması hâlinde, bu farklılığın dayanaklarını gerekçeli kararında ortaya koyması gerekir. Zira aynı maddi veya hukuki vakıalara ilişkin farklı kararların verilmesi, hukuk devleti ilkesini zedeleyebileceği gibi, bireylerin hukuka ve yargıya olan güvenini de sarsabilir. Bu sebeple, başka bir yargı mercii tarafından lehine karar verilmiş bir kimse hakkında aynı olgudan dolayı farklı bir sonuca varıldığında, bu farklılığın gerekçesi açıkça belirtilmelidir. Bu husus, kişilerin hukuka olan güveninin korunması bakımından hayati öneme sahiptir (Mehmet O., B. No: 2017/38342, 13/2/2020, § 29).
Tam da bu konuda Anayasa Mahkemesi 27.11.2024 tarihli kararında bu hususa değinerek bir karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi ilgili kararında; benzer uyuşmazlıkta lehine hak iktisap eden tarafın kararını emsal göstererek yapılan istinaf başvurusunun reddi ile neticelenen davada; neden farklı bir neticeye ulaşıldığı hususunun başvurucuya açıklanmamasını Anayasa madde 36 hükmünün ve dolayısıyla gerekçeli karar hakkının ihlali olarak değerlendirmiştir.
Av. A. Artunç USLUOĞLU





Yorumlar